Pazar

Pasur İlçesi Ekonomik Yapısı


Coğrafya ve ekonomi İlçe ekonomisi coğrafyanın tarıma elverişli olmamasından ötürü hayvancılığa, arıcılığa, ipek böcekçiliğine dayalıdır. Bir kesim de Kulp Çayı’dan yapılan balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Kulp balığı bölge de tatlı su balıklarından en leziz olanıdır. Bölgenin dağlık olması büyükbaş hayvancılığı tetiklemiştir. Ayrıca ilçede dut ağaçlarının yoğun olarak bulunması sadece dut yaprağı ile beslenebilen ipek böceklerinin yetişmesine ve Türkiye’de 3.önemde ipek böcekçiliği yapılmasını sağlamıştır (1. İstanbul, 2. Bursa. Ceviz, küçük tatlı soğan, ve yerli elma, armutve bol miktarda üzüm de ilçede yetişmektedir.İlçe de görülmeye değer yerler Kafrum Kalesi, Kanikan Mağaraları (tavsiye edilir), Badıkan mıntıkasındaki İmam-ı Gazali Türbesi, Kale-i Ulya, Cikse Kalesi, Büyük Kaya, Karpuz ve çiçekli köylerinde bulunan tarihi kiliseler, Düzce Köyü'nde oldukları sanılan Kanikan (İnkaya) Köyü, harabeleri olan Bahemdan Köyüdür. narlıca köyünun (sos wadisi)bulunan şifalı su kaynagıda ılgı çeken yerler arasında görulur.

Pasur İlçesi Tarihçesi




TARİHÇESİ :
Çok eski bir ilçe merkezidir. 1540 tarihli tahrir defterinde Kulp'u Diyarbekir eyaletine bağlı 11 Ocaktan biri olarak görmekteyiz. Daha eskilerde Muş vilayetine bağlı kalmış, 1297 yılına dek Lice sancağına bağlı bir bucak iken, aynı yıl ilçe haline gelmiştir. Eski adı Pasur idi. "Pa" baş anlamındaydı. Pasur'un anlamı da Başkale olarak anlaşılıyor. Kulp adı ise mahalli söylentilere göre vaktiyle Kafrom Kalesi'nde oturup, bölgeye egemen olup "KULPO" isimli bir derebeyinden kalmadır. Tarihin ilk çağlarında bu bölgeye Sümerler yerleşmiş, daha sonra bir süre de Etiler egemen olmuşlardır. Ardından konuklar ve Kimriler yerleşmişlerdir. Bölgede bu dönemden itibaren egemen olan Asurlular'ın egemenliği M.Ö. 606'da son bulunca önce Medler'in, sonra Persler'in eline geçmiştir. M.S. 226'da Romalılar'IN, 637 yılında ise Halid bin Velid tarafından işgal edilmiştir. Bir süre Cizre'ye, sonra Diyarbakır'a ve Silvan'a bağlanmış, Şeyhoğulları , Büveyhoğulları, Mervanoğulları eline geçmiş, 1515 yılında burayı Osmanoğulları işgal etmiştir. Kulp ilçesinin bağlı bulunduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 127 km. olup, yılın her mevsiminde ulaşım rahatlıkla sağlanabilmektedir. Kulp ilçesi; Merkez, Yeni; Yeşilköy ve Tepecik Mahallelerinden oluşmaktadır. Bu mahallelerin muhtarlıkları da ayrı ayrıdır. Kulp ilçesi, ilçe merkezi haricinde bir belde (Ağaçlı), 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün) 50 köy ve 89 mezradan oluşmaktadır. Ancak resmiyette yer almayan yerleşim birimi olarak 46 adet mezra bulunmaktadır.

Kefrum Kalesi

Kefrum Kalesi,
Diyarbakır'ın Kulp İlçesine bağlıdır.
Yaklaşık 600 veya 700 yıllık geçmişi bulunmaktadır. İlk başlarda Acemlerin elinde bulunan kale daha sonra Rrumelerin eline geçmiştir. Osnamlı devrine dayanan bu yıllarda, Atabeyliler Rumelilerle savaşarak bu kaleyi almışlardır. Osmanlılar her tarafta adalet sağlanması için bu kaleyide kendine bağlamıştır. Bu kale -MİREK- mir Muhammed tarafından yönetilmiştir. Kale şimdiki görünüşüyle iki parça şeklinde ayaktadır. Göz tahminlerine göre kalenin yüksekliği 25 veya 30 metre civarınddır. Atabeylilerden kalan tam 13 tane koyu -hendek- bulunmaktadır. Bu koyular taşın içine kazılarak yapılmış ve 4 metre derinliğindedir. Yöre insanı bunlara sarıç demektedir. Bu sarıçlar içine yağnurlerle su dolmaktadır. Bu suyun üzeri ise tamamen çimenle kaplanır insanlar bunu bir mucize olarak bilirlermiş. Bu çimenler suyu dış etkenlerden korumaktadır. Bunların tohumlarının Atabeyliler tarafından atıldığı söylenmektedir.